Allah zorlukları imtihan için yaratmıştır. İmanın derecesine göre zorlukların da şiddeti artar.
Manage episode 357051804 series 3253084
Yoksa siz, Allah, içinizden cihad edenleri belirtip-ayırt etmeden ve sabredenleri de belirtip-ayırt etmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? (Al-i İmran Suresi, 140-142)
Şu önemli gerçeğin de unutulmaması gerekir. Zorlu imtihanları insan için özel olarak yaratan Yüce Allah, bu zorluklara karşı sabrı ve kurtuluş yollarını da elbette ki yaratmıştır. Yüce Rabbimiz’in inananlara Kuran ile haber verdiği sırlardan bir tanesi de, hiçbir kimseye güç yetireceğinden fazlasının yükletilmeyeceğidir:
Allah, hiç kimseye güç yetireceğinden başkasını yüklemez. (Kişinin nefsinin) Kazandığı lehine, kazandırdıkları aleyhinedir. "Rabbimiz, unuttuklarımızdan veya yanıldıklarımızdan dolayı bizi sorumlu tutma. Rabbimiz, bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Rabbimiz, kendisine güç yetiremeyeceğimiz şeyi bize taşıtma. Bizi affet. Bizi bağışla. Bizi esirge, Sen bizim Mevlamızsın. Kafirler topluluğuna karşı bize yardım et." (Bakara Suresi, 286)
Her koşulda Allah’a yönelen bir Müslüman, Allah’ın sadık ve güzel bir kuludur. Dünyada imtihanı gereği her ne zorluk yaşarsa yaşasın bu onun güç yetireceğinden fazla değildir. Zorluklar, bu salih mümini güzelleştirmek, Allah’a daha da yaklaştırmak, onu gafletten korumak ve cennette sonsuz güzelliği ve nimeti hak etmek için verilmiştir.
Bu zorlukları yaşayan bir insan, nimetlerin en güzelline sonsuza kadar sahip olduğu cenneti de gereği gibi takdir edebilecektir. Dünyada darlık ve yoksullukla imtihan edilen bir insan, cennette dilediği her şeye dilediği anda, sebeplerden bağımsız olarak sahip olabildiğini görünce Allah’a olan şükrü, bağlılığı ve yakınlığı artacak, cennet nimetinin güzelliğini hakkıyla takdir edebilecektir. Dünyada ağır hastalıklara sabır gösteren bir kişi, cennette acizliklerin ve hastalıkların hiçbir şekilde olmadığını görünce, nimete olan sevinci, şükrü ve Allah’a olan sevgisi kuşkusuz ki olağanüstü şekilde artacaktır. Dünyada haksız yere zulüm gören bir insan, cennetin sonsuz güzellikteki huzur ortamında, Yüce Allah’ımızın katında güvenlik ve sevinç içinde, eksikliklerden ve tüm kusur ve çirkinliklerden münezzeh olarak yaşadığında, cennet onun için kat be kat güzel hale gelecektir. Örneğin, dünyada yürüme özürlü bir mümin cennette istediği gibi koşacak, hatta uçacak, dilediği gibi yaşayacak; dünyada görme özürlü bir mümin, dünyadaki ile kıyası kabil olmayan benzeri görülmemiş bir görüş ufku ile cennetin sonsuz ve kusursuz güzelliklerini sonsuza kadar, doyasıya ve sınırsız bir zevkle seyredecektir. Dünyadayken, yüzünde veya bedeninde herhangi bir sebeple ciddi kusurlar olan bir mümin, cennette çarpıcı güzelliğe sahip olarak yaratılacaktır. İşte bu yeni yaratılış, eski halini bilen ve buna sabreden mümin için çok büyük değer taşır.
115 episodi